5 Aralık 2014 Cuma

1934'ten 2014'e TÜRK KADINI

Bundan tam 80 yıl önce "5 Aralık 1934" tarihinde Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından Türk Kadınları'na Milletvekili Seçme ve Seçilme Hakkı tanınmıştır. Bu kanundan önce de 1930 yılında Belediye Seçimlerinde Seçme, 1933 yılından çıkarılan Köy Kanunu ile de Muhtar Seçme ve Köy Heyetine Seçilme Hakkı verilmiştir....
Fransa ve İtalya'da 1946, İsviçre'de ise 1971 yılında tanınan bu haklara, Türk kadınının Atatürk sayesinde çok daha önceden sahip olduğunu bilmek; o günler için çok büyük bir başarı ve gurur olsa gerek...
Gelelim bugüne. Yıl 2014... 
Evet görünürde bu haklarımızın hepsi devam ediyor. Ama bazı özgürlüklerimiz siyasete malzeme oldu maalesef. Her şeyden önce bedenimize, doğuracağımız ya da doğurmak istemediğimiz çocuklarımıza varıncaya kadar dillerine pelesenk olduk. Dudağımıza süreceğimiz rujumuzdan, giyeceğimiz eteğin boyuna, atacağımız kahkahaya kadar erkekler karar verir oldular...

Ve hepsinden öte kadının hayatı, yaşamı çok büyük tehlike altında... Kadına Karşı Şiddet ve Kadın Cinayetlerinde; 80 yıl önce geride bıraktığımız Avrupa ülkelerinin çok çok ardına düştük...

Geçen akşam Kanal D Haber'de Cüneyt Özdemir'i izlerken, verdiği bir haberde gördüklerime inanamadım. İnsanların tepkilerini ölçmek için 2 tiyatro sanatçısı karı-koca rolünde bir asansöre bindiler. Ve erkek eşine şiddet uygulamaya, yumruk atmaya falan başladı -rol icabı-. O sırada da asansöre sürekli değişik insanlar binip iniyor. 15-20'ye yakın insan inip bindi belki ama içlerinden sadece bir tane amca "Ne yapıyorsun sen, dur!" diyebildi. Diğer herkes "öküzün treni seyrettiği gibi" seyredip, hiçbir tepki vermeden indiler. Ki içlerinde kadınlarda vardı. 

Şunu unutmayın ey kadınlar! Biz birbirimize destek olmazsak, birbirimizi kollayıp korumazsak; başka kimse bizi korumaz. Lütfen şu "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" halinizden, başını kuma gömmüş devekuşu ruhiyetinizden bir sıyrılın artık. 

Eğer 80 yıl önce bize tanınan haklarımızı sonsuza kadar bu topraklarda sürdürmek istiyor, bedenlerimize kimse dil uzatmasın diye düşünüyorsak, hep beraber taşın altına elimizi koymamız gerekiyor. Yoksa 600-700'lü yıllardaki Arap kadınlarına dönmemiz çok yakındır benden söylemesi...