18 Ocak 2014 Cumartesi

OT

OT; Aylık, Edebiyat ve Mizah Dergisi. 


İçerik oldukça geniş ve çok başarılı. Harika bir yazın ekibi var. Metin Üstündağ'ın direksiyonda olduğu dergide; Nejat İşler, Emrah Serbes, Hakan Günday, Burak Aksak, Yekta Kopan, Umay Umay, Seray Şahiner ve daha birçok değerli isim bir araya geldi. Ayrıca her ay sürpriz konukları da ağırlıyorlar...

Hazır haftasonu yeni başlamışken iyi bir öneri olabilir diye düşündüm. Ocak sayısı şu an büyük zincir market ve kitapevlerinin dergi raflarında...

Keyifli okumalar efendim...

17 Ocak 2014 Cuma

HİNDİSTAN CEVİZİ SÜTÜ ve KIRMIZI CURRY'li TAVUK

Normalde pek tavuk sevmem ama bu karışım eşliğinde pişen tavuğa bayılıyorum. Kime pişirip ikram ettiysem çok beğenmiştir. Umarım sizlerin de hoşunuza gider.


Hazırlama Süresi: 10 Dk
Pişme Süresi: 45 Dk

MALZEMELER:




1 Paket Tavuk (Göğüs ya da kalça olarak satılan paketlerden)
1 Paket Hindistan Cevizi Sütü
1 Çorba Kaşığı Red Curry
1 Çorba Kaşığı Bal
1 Tatlı Kaşığı Zeytinyağ
1 Çay Kaşığı Tuz



Hazırlanışı:
Önce tavukları iri parçalar halinde doğrayın. Daha sonra wok tavanızı ocağa koyun ve iyice ısıtın. Isındığına emin olduktan sonra 1 çorba kaşığı sıvı yağınızı ekleyin. Ardından tavuklarınızı ilave edin. 1-2 dakika sonra tuzunu katın. Tavuklar suyunu bırakıp çekene kadar yüksek ateşte ara sıra karıştırarak pişirin. Suyunu çeken tavuklara 1 çorba kaşığı kırmızı curry'i ilave edin. Curry'nin acısı buharla birlikte bir miktar uçacaktır. Daha sonra 1 çorba kaşığı kadar da bal ekleyin ve karıştırarak tüm malzemeyi harmanlayın.


Yaklaşık 1 dakika kadar sonra 1 kutu Hindistancevizi sütünü ilave ederek, ocağın altını hafif ateşe çevirip, wokun da üzerine bir kapak kapatarak pişirin.


Arada yoklayarak bir - iki karıştırın. Takribi 35-40 dakika kadar sonra tavuk sütü çekecek ve koyu bir kıvama gelecektir. Yemeğiniz servise hazırdır.



Bu tavuğun yanına en çok; suda salma usulü ile pişirilen yağsız yasemin pilavı gider. Bizim evde şu aralar beyaz pilav pişimi yapılmadığından onu paylaşamıyorum.

Sofralarımızdan sevdiklerimiz ve bereket eksik olmasın...

Afiyet olsun efendim.


ARA GÜLER




Çok değerli fotoğraf sanatçımız Ara Güler; 14 Ocak Salı gününden beri, kronik böbrek yetmezliği nedeni ile yoğun bakımda...

Çok sevdiğim değerli üstada geçmiş olsun diliyorum. Umarım biran önce iyileşir ve fotoğraf makinesine tekrar kavuşarak, daha nice başarılı fotoğraflar çekmeye devam eder.


16 Ocak 2014 Perşembe

HARDALLI DİP SOS ve KARNABAHAR

Mutfağa girdiğim zaman değişik tatlar denemeyi ve yaratmayı seviyorum. Eğer yeni bir tarif deneyeceksem de, içerisine mutlaka kendime ait ya bir baharat ya da bir sos mutlaka ilave ediyorum. Birebir herhangi bir şeyi, içine kendimden bir şey ilave etmeden yapmayı sevmiyorum.

Mesela geçen gün sulu köfte yaparken, köfteleri ilave ettiğim suyun içerisine bir parça taze zencefil, bir dal taze biberiye ilave ederek pişirdim. Enfes leziz bir suyu oldu köfteleri ile birlikte, üstelik de zencefil özellikle çok sağlıklı bir baharat. Ama ülkemizde pek sık kullanılmıyor maalesef...

Hardallı dip sos da tamamen kendi kafamdan yarattığım bir dip sos. Karnabaharın yanına çok yakıştı. Ama beyaz etli tüm ızgara ya da tava yemeklerinde de kullanılabilir geldi bana.



İşte Hardallı Dip Sos Eşliğinde Karnabahar tarifi:

Malzemeler: 
Orta Boy 1 Karnabahar
Su
Deniz Tuzu
Taze Çekilmiş Karabiber
Zeytinyağı

Sos İçin Malzemeler:
2 Çorba Kaşığı Süzme Yoğurt
1 Çorba Kaşığı Katkısız Mayonez
2 Tatlı Kaşığı Ballı Hardal (Bunu kullanıyoruz biz ve çok memnunuz.)


Yapılışı:
Yaklaşık 3 su bardağı soğuk suyu, içerisinde 1 çay kaşığı tane deniz tuzu atarak kaynatın. Su kaynadıktan sonra içerisine karnabaharı ilave ederek yaklaşık 7-8 dakika kadar haşlayın. Bu işlemi buharda da yapabilirsiniz.
Haşlanan karnabaharları çıkartıktan sonra üzerine zeytinyağı gezdirip, taze karabiber serptikten sonra bir kenarda soğumaya bırakın.
Sos için ise; bir kasede önce 2 kaşık süzme yoğurdunu, kremamsı bir kıvama gelinceye kadar, bir kaşık yardımı ile iyice karıştırıp çırpın. Daha sonra içerisine mayonezi ilave ederek, yumuşak ve pürüzsüz bir karışım elde edinceye kadar, birbiri ile harmanlayın. Ve en son olarak da 2 tatlı kaşığı ballı hardalı ilave edip, çok hafif bir karıştırma işlemi ile sosunuz hazır hale gelecektir. (Yemek yaparken kullandığınız malzemelerinize nazik ve sevecen davranın. Gününüzün yorgunluğunu ya da herhangi birine öfkenizi onlardan çıkartmayın, yazık. Severek yaptığınız her yemek, emin olun geri dönüş yapacaktır, size ve sevdiklerinize...)
Bu arada verdiğim ölçülerdeki sosun tamamı aşağıdaki kadardır. Siz karnabahar büyüklüğünüze göre miktarları attırabilirsiniz.



Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim, ben yemek yaparken hayatta ölçü kullanmam. Bana göre malzemeler kendini belli eder herhangi bir yemeği yaparken. Kokusundan ve görünümünden anlarım ne lazım ya da tamam diye, ama bundan sonra sevdiğim tarifleri sizlerle de paylaşacağım için kullandığım ölçülere dikkat etmeye çalışacağım.

Sofranızdan sevdikleriniz ve bereket eksik olmasın.

Afiyet olsun efendim...

14 Ocak 2014 Salı

ABOUT TIME


Mr Spartacüs ile evde film izlemek, en büyük eğlencelerimizden biridir. Bazı akşamlar bu keyfimizi yakın dostlarımız ile de yapar, hep birlikte hoşça güzel vakit geçirerek, izlediğimiz filmleri paylaşırız. Sıkı bir film arşivimiz oldu bu sayede. 

Bu blogda beğendiğim filmleri sizlerle de paylaşacağım. Bu haftanı filmi:

About Time


About Time; 2013 yapımı, yönetmenliğini Richard Curtis'in yaptığı İngiliz yapımı bir film.

Son zamanlarda izlediğim en başarılı filmlerden biriydi. Asla geri getiremeyeceğimiz yegane şey olan Zaman kavramı, kadın&erkek ve aile ilişkilerini de içine alarak değişik bir bakış açısı ile işleniyor filmde.

Tim 21 yaşına bastığı zaman babasından, ailenin erkeklerinin çok özel bir yeteneğini öğrenir, Zamanda Yolculuk! Ama bu yolculuk sadece geriye yapılabilmektedir. Daima ikinci bir şansı, dolabın karanlığında avucunun içindedir. Tim, özel hayatı ile ilgili yaptığı hataları düzeltebilmek için sık sık bu özelliğini kullanır. Ta ki Mary adında bir kıza aşık olana dek...

Sonrasında neler olduğunu merak ediyorsanız; kadın & erkek ilişkileri hakkında farklı bir bakış arıyor ve bunu da biraz romantik komedi tadında izlemek istiyorsanız, ilk fırsatta izleyin derim. Bir de unutmadan ilave edeyim, şahane bir baba & oğul ilişkisine de şahit olacaksınız...

Keyifli seyirler efendim.

Bu Şehirde



2014 yılının ilk günleri geride kalırken, Ocak ayı bol güneşli geçiyor bu şehirde. İyi ki gelip yerleşmişim diyorum. Dondurucu soğuklar pek uğramaz buraya çünkü. Arada bir sert rüzgarlar, denizden gelen nemin de etkisiyle birleşse de, hiçbir zaman ayaza vurmaz ortalık. Baharda çok yağmur yağar sadece. Ne yağar ama! Pencerelerden içeri vurur, caddeleri dövercesine yağan yağmurun çığlıkları. Sel olur akar caddelerden, sokaklardan. Sonrasında bir Güneş açar, unutturur tüm o tufanı, sanırsanız hiçbir şey olmamış her şey sükut liman...





Etrafı dağlarla çevrilidir bu şehrin. Sahildeki kahvelerden birine oturup kahvenizi yudumlarken, kafanızı biraz batıya çevirirseniz, o çok özlediğiniz Karı görebilirsiniz. Alibey Dağları beyaz bir battaniyeye sarınır kışın. Şehir merkezinden yaklaşık 40 dk'lık bir araba yolculuğu ile, Saklıkent Kayak Merkezi'ne çıkabilir; isterseniz kayak yapar, isterseniz de sıcak şarabınız elinizde karlara bata çıka gezinebilirsiniz. Ya da yaşınız kaç olur ise olsun, içinizde hiç büyümeyen bir çocuk var ise bir kızak kiralayabilir, karla kaplı tepelerden aşağılara bırakabilirsiniz kendinizi, çığlıklarınız eşliğinde... 




İlkbaharı çok güzeldir bu şehrin. Portakal ağaçları çiçeğe boğar kendini. O boğuldukça mis gibi koku sarar sokakları. Göğsünü açsan doluşuverirler içine. Öyle güzeldir ki baharda bu şehrin sokakları. Mis kokular ve renk cümbüşü eşliğinde, avare avare gezesin gelir...




Yaz bastırdı mı durmayacaksın kaçacaksın dağlara, yaylalara. 45 gün inmeyeceksin aşağıya. Toroslar serin olur, nefes aldırır insana. Şehir merkezine 1 saatlik mesafede bulunan Feslikan Yaylası ideal yerlerden biridir. Serin tepelere serpiştirilmiş yayla evlerinde bir haftasonu kalabilir, ya da tüm yaz boyunca kiralayabilirsiniz. Şahane şehir manzarası da, ayrıca bir bonustur bu yaylalarda...

Eylül en güzel aydır bu şehirde. Deniz maviden bir çarşafa bürünür, güneş kavurmaz. Tatile gelmek için en ideal aydır bana göre. Tüm Ekim ayı boyunca da denize girilebilir bu şehirde. Hatta Kasım ayının ilk yarılarına kadar, suyu sevenleri misafir eder bu şehrin denizi.

Her mevsimi ayrı güzeldir bu şehrin...

Neresi mi bu şehir? ANTALYA!

Bekleriz efendim...