1 Nisan 2014 Salı

İYİ Kİ DOĞDUN DÜNYAM!

GÜLDÜN GÜLLER AÇILDI PENCEREMİN DEMİRLERİNDE,
İYİ Kİ GEÇTİN DÜNYADAN...
SAHİ YA DOĞMASAYDIN!


Seninle;
Yeni yerler keşfettiğimde, 
Ellerinle yaptığın farklı lezzetleri tattığımda,
Fantastik dünyalara yaptığımız maceralı yolculuklarda 
Çok ama çok eğlendim...

Zaman zaman;
O kocaman devasa gövdenin altında gizli,
Muzip çocukla şen kahkahalara boğuldum...
Vurdum duymaz görünüp de,
En ufak bir detayı bile hiç atlamadığında çok şaşırdım...

İnsanlar kadar, hayvanlara
Özellikle de sokak hayvanlarına değer verdiğini,
Arabanın bagajında taşıdığın mamaları görünce anladım...

Hiçbir zaman maske takmadığını
Ruh halin ne ise hep yansıttığını,
Sinirlenince bir ejderhaya
Sevinince ise minionlara dönüştüğünü,
Dizinin dibinde olmaya başlayınca öğrendim...



Beyninle üretip çalışsan da,
Aslında duygularınla yaşadığını,
Berkin için o acı haberi aldığımız sabah
Karşılıklı gözyaşı dökerken pekiştirdim...

Her sabah güne başlarken,
O engin maviliklerini gördüğüm,
Sıcaklığınla sarmalandığım, 
Ve daha birçok tarifi mümkünsüz duygular için
İyi ki doğdun kocam, eşim, yoldaşım, mutfaktaki şefim, yaşam ve oyun arkadaşım, sefgilim :)

Birlikte yeni maceralarla dolu nice yıllara inşallah...























31 Mart 2014 Pazartesi

KEMİKLERİNİ SIZLATTIKLARIMIZDAN SADECE BİRİ: NENE HATUN

Tarihimize '93 Harbi' adıyla geçen, Türk-Rus Savaşı'nda Erzurum'un Aziziye Tabyası'nda gösterdiği kahramanlıkla adını tarihe kazandıran Türk kadını. 

Nene Hatun, 1857 yılında Erzurum’un Pasinler ilçesine bağlı Çeperler Köyü’nde dünyaya geldi. Henüz 20 yaşında bir gelinken, 1877-1878 yılları arasında yapılan Türk-Rus Savaşı’nda ( Rumi takvime göre 1293 yılına denk geldiğinden Osmanlı tarihinde 93 Harbi olarak bilinir.) Aziziye Tabyası’nı sopayla, taşla, kazma, kürekle savunanlara katılarak cesurca savaştı.

Erzurum'daki Aziziye Tabyası'nın savunulmasında kahramanca çalışarak adını tarihe yazdıran Nene Hatun Aziziye savunmasına 20 yaşlarında genç bir gelinken, küçük yaştaki oğlunu ve 3 aylık kızını evde bırakarak katılmıştır. Bu oğlu da daha sonra Çanakkale Savaşı'nda şehit olacaktır.

1877 yılında 8 Kasım'ı 9 Kasım'a bağlayan gece, bölge halkından olan Osmanlı vatandaşı olan Ermeni çeteleri Erzurum'un Aziziye Tabyası'na girmeyi başarmışlardı. Tabyayı koruyan Türk askerlerini uykuda yakalayıp kılıçtan geçirdiler. Bu sırada arkadan gelen Rus askerleri ise hiçbir zorlukla karşılaşmadan tabyayı ele geçirdiler. Baskından yaralı olarak kurtulan bir er haberi Erzurumlulara ulaştırdı.

Erzurumlular, yaşlarına, kadın erkek olmalarına bakmadan silaha sarıldılar. Ellerine Tüfek, tırpan, satır, sopa, balta ne geçirdilerse, toplandılar. Nene Hatun da bu kafileye satırla karıştı. Erzurumlular, ölüme gittiklerini bildikleri halde, Aziziye Tabyası'na doğru koşuyordu. Tabyaya yerleşmiş olan Rus askerleri, gelenlere yaylım ateşi açtı. Ön sıradakiler o anda şehit oldular. Bir avuç Erzurumlu, Aziziye Tabyası’nın demir kapısını kırarak içeri girdi. 2.000 den fazla Rus’u sopa, bıçak, tüfek ve elleriyle öldürdü. Tabya geri alındı. Türkler, 1000 kadar şehit vermişlerdi. Bir kısmıda yaralandı. Nene hatun da yaralılar arasındaydı.
Nene Hatun'un vatan için gece başlayan mücâdelesi, tüm düşman Erzurum'dan kovuluncaya kadar devam etti. Erzurum'un her karış toprağında cephâne taşıyarak, yaralılara hemşirelik yaparak, yemek pişirerek, su dağıtarak, hizmetten hizmete koşarak destanlaştı.

Nene Hatun, 98 sene yaşadığı Erzurum'da 22 Mayıs 1955'de zatürre hastalığından dolayı 98 yaşında vefat etmiştir. Nene Hatun, kurtuluş mücadelesini verdiği Aziziye Tabyası'na defnedilmiştir.
Türk Kadınlar Birliği tarafından ölümünden birkaç ay önce yılın annesi seçilmiştir.