20 Kasım 2014 Perşembe

THE HUNDRED-FOOT JOURNEY

2014 USD yapımı bu filmi dün akşam izledik Bey ile birlikte ve bayıldık. Bizim evde yemek ve yemeye dair her şey çok sevildiği için bu film tam bizlikti. (Gerçi birbirinden güzel yemekleri görünce, gecenin 11'inde sipariş verip gelenlerin hepsini yemeseydik o saatte iyiydi ya neyse:)
Film Kadam ailesinin Hindistan'da yapılan seçimler sonucu çıkan isyanda annelerini ve restoranlarını bir yangında kaybedip; önce İngiltere oradan da Avrupa'ya yerleşmeleri ile başlıyor.
Her ne kadar Avrupa'da istedikleri yer olmasa da, Paris yakınlarında geçtikleri bir kasabada arabalarının lastiklerinin patlamasıyla zorunlu mola verirler ve baba Kadam içerisinde eski bir restoranın da bulunduğu bir çiftlik evi görüp, buraya yerleşmeye karar verir. Çocukları önce karşı çıksalar da bu fikre, aslında ne kadar doğru yaptıklarını daha sonra anlayacaklardır...
Yemek konusunda en yetenekli oğlu Hassan'ın şeflik yaptığı bir restoran açmayı başarırlar bu çiftlik evinde ve karşı komşuları 1 Michelin yıldızlı restoran ile kapışmaları da başlar böylelikle.... Ve Hassan 1 yıl içerisinde öyle usta bir şef olur ki; aynı yıl 2 yıldız birden alır. Ama nasıl ve nerede? Geri kalanı filmde saklı, çok bile anlattım zaten:) Yer yer komedi, yer yer ufak romantik dokunuşların olduğu, ama hepsinden öte iyi bir yemek yapmanın tüm inceliklerini çok güzel anlatan bu filmi, ailece oturup haftasonu izleyin derim... 

Filmde Fransızların o klasik milliyetçiliklerinden; iyi bir şef olmanın yolunun, 5 temel sosu mükemmel olarak pişirmekten geçtiğine, Le Cordon Blue'nun dünyanın yazılı ilk yemek tarifi kitabı olduğuna, ama hepsinden öte iyi bir yemek yapabilmek için her malzemeyi ruhunuzda hissetmenize kadar birçok şey saklı... Ve son olarak filmde en sevdiğim ve kesinlikle katıldığım şu cümle ile bitirmek istiyorum: Food is memories...

19 Kasım 2014 Çarşamba

Leke Uzmanı Dr Beckmann

Dr Beckmann tam bir leke uzmanı. Beyazlar için ayrı, renkli çamaşırlar için ayrı mendilleri, çok ama çok işe yarıyor. Epey uzun bir süre önce keşfetmiştim kendilerini ve inanılmaz memnunum. Yurtdışı seyahatlerimde alıp kullanıyordum ama artık TR'de de bulmak mümkün. Gerçi en son birkaç hafta önce 1,80 Euro'ya aldığım ürünün, burada 15-20 TL arası satılıyor olmasını anlamak mümkün değil ya, siz yine de gördüğünüz yerde alıp bir deneyin. Kullanımı da oldukça pratik: Her çamaşır yıkadığınızda 1 adet mendili makinenizin içerisine atıyorsunuz sadece. Renkliler için olanı; renklerin birbirine geçişini önleyip renk koruyuculuğu sağlayarak, tüm lekeleri çıkartıyor. Beyazlar için olanı ise; üstün bir beyazlık için ideal. Özellikle de beyaz gömlek yaka ve manşetleri için bir kullanın derim...