29 Ağustos 2014 Cuma

AFFET BİZİ ATA'M!


"Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk Kültürü olan Türkiye Cumhuriyetidir. Bundaki başarıyı, Türk Ulusunun ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak azimle yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıklarımızı hiçbir zaman yeterli görmeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak zorunluluğunda ve azmindeyiz. Yurdumuzu dünyanın en bayındır ve uygar ülkeleri düzeyine çıkaracağız. Ulusumuzu en geniş refah araç ve kaynaklarına sahip kılacağız. Ulusal kültürümüzü çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkaracağız. Bunun için, bize zaman ölçüsü geçmiş yüzyılların gevşetici görüşüne göre değil, çağımızın hız ve hareket kavramına göre düşünülmektedir. Geçen zamana oranla, daha çok çalışacağız. Bunda da başarılı olacağımıza kuşkum yoktur. Çünkü Türk ulusunun karakteri yüksektir. Türk ulusu çalışkandır. Türk Ulusu zekidir. Çünkü Türk Ulusu, ulusal birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Çünkü Türk Ulusunun yürütmekte olduğu yükselme ve uygarlık yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müsbet bilimdir.
Şunu da önemle belirtmeliyim ki, yüksek bir insan topluluğu olan Türk Ulusunun tarihsel bir niteliği de güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki ulusumuzun yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, doğuştan zekasını, bilime bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini, ulusal birlik duygusuna ara vermeden ve her türlü araç ve önlemlerle besleyerek geliştirmek ulusal ülkümüzdür. Türk ulusuna çok yaraşan bu ülkü, onu, bütün insanlığa gerçek huzurun sağlanması yolunda, kendine düşen uygarca vazifeyi yapmakta başarılı kılacaktır." (Ankara, 29 Ekim 1933 M. Kemal Atatürk)


10. Yıl Nutku'nda bahsettiğin ve hedeflediğin, bizi Uygar Medeniyetler seviyesine götürecek ideallerinin hepsi birer birer yok olmak üzere Ata'm... 
Ne özgürce fikirler beyan edebiliyoruz artık, ne de sanata saygı var...
Opera binalarımız, tiyatro sahnelerimiz birer birer kapanıyor...
Tarımımız durma noktasına geldi...
Bilim'den eser yok artık... Tek bilim kurumumuz da işlevini yitirdi ne yazık ki...
Zeki ve çalışkan gencecik bedenler, toprak altında çürüyor maalesef...
Senin çok önem verdiğin Dış Dünyaya karşı olan imajımız da yerle bir oldu...
Geçen gün Devir-Teslim Töreni münasebeti ile köşkte verilen resepsiyonda bir tane bile Avrupalı Devlet Adamı ya da konuğu yoktu... 
Yazarken bile utanıyor, üzülüyor, çok üzülüyorum... Bıraktığın hiçbir değere maalesef sahip çıkamadık.. Neler olup bittiğinin belki sen de farkındasındır Ata'm.
Affet bizi lütfen... 


Reyting Gerçeği!

Yaklaşık 6 günlük bir hastalık evresi boyunca evde yattığımdan mütevellit, takip ettiğim diziler hariç yerli kanalları da bir dolanıyordum sıkıntıdan. Sabah kuşağında yayınlanan bir program dikkatimi çekti ve oturup izledim. Hangi kanaldı ve adı neydi hatırlamıyorum ama maalesef.
Yeni sezon için başlayacak dizileri ve hangi dizi ne reyting alır, hangisi devam eder onları konuşuyorlardı. Bu arada her sezon ulusal kanallarda yaklaşık 80'e yakın dizi başlayıp, birkaç ay sonra bu sayı 35'lere falan düşüyormuş. Bu kadar dizi nerelerde oynuyor hiçbir fikrim yok. Genelde yerli yapım dizileri pek beğenmemekle beraber, geçen sezondan takip ettiğim sadece 2 tane dizim var. Sanırım bu senede bu sayı pek değişmez. Bir telefonla konuşma sahnesi için bile 20 dk düşünen bir adamı izlemeye tahammül edemiyoruz biz ailecek maalesef...
Neyse konumuza dönecek olursak, programa konuk olan bir uzman hanımefendi vardı. İşi dizileri takip edip, ne tutar ne tutmaz onları tahmin etmek ve bir gazetede yazmak... Söylediği bir gerçek çok ama çok düşündürücü geldi bana. Yeni yapılan reyting ölçme deneklerinde D ve E kitlesi'nin oranı % 67'lere çıkmış. D ve E nin hangi kitle olduğunu bilmeyenlere söyleyeyim: Cumhurbaşkanını seçen meşhur % 50 var ya hani onlar... 
Uzmanın söylediğine göre bu demek oluyor ki; hepimizin ayıla bayıla izlediği "Ask-ı Memnu" vb. gibi bir dizi asla ve kati surette hiçbir kanalda gösterilmezmiş. Aleni bir şekilde yasak aşk yaşandığından dolayı kabul görmezmiş bu toplumda artık... 

Nereden nereye işte... Artık ne izleyeceğinize de onlar karar verecek...
Çok acı ama gerçek...

THE LEFTOVERS

Bu sezon takip ettiğimiz dizilerden biri de The Leftovers...
Böyle birden bire ortadan kaybolan insanlar var. Yemek masasında oturan eşiniz ve çocuklarınız bir anda ortadan yok oluyorlar... Değişik bir tarz...
İlk birkaç bölüm biraz durağan geçse de, geçen hafta yayınlanan bölüm oldukça heyecanlı ve sürprizlerle doluydu. Yeni bölümünü dört gözle bekliyorum.
Diziyi izlerken ana karakterlerden biri olan Amy Brenneman'ın, Aslı Tandoğan ile benzerliği çok dikkatimi çekti. İkisi de çok güzel hatun bana göre... Aslı'nın gelecekte de pek güzel olacağı Amy'den belli derim ben :)
(Amy Brenneman / Leftovers)
(Aslı Tandoğan)